İştirak Nafakası Nedir?

İştirak nafakası, çocuğun velayeti kendisine verilmeyen eş tarafından diğer eşe, çocuğun bakım giderlerine katlanmak amacıyla ödenen nafaka türüdür. İştirak nafakası, evlilik birliğinin sona ermesiyle birlikte ödenmeye başlar. Taraflar, boşanma kararının kesinleşmesiyle evlilik birliğini sona erdirerek birbirlerine karşı yükümlülüklerini de sonlandırır ancak müşterek çocuk ile aralarındaki ilişki ve yükümlülük devam eder. Bu yükümlülüğün bir gereği olarak, velayetin kendisine bırakılmadığı eş tarafından velayet hakkını elinde bulunduran eşe, müşterek çocuğun giderlerine katlanmak ve katılmak amacıyla ödenir.

İştirak Nafakası Nedir?

İştirak nafakası, anne ve babanın müşterek çocukları üzerindeki bakım yükümlülüğünün en net tezahürüdür. İştirak nafakası, velayet hakkına bağlı bir yükümlülük olmayıp velayet hakkını elinde bulundurmayan eş tarafından ödenir. Aile Hukukunun zorunlu kurumlarından birisi olan iştirak nafakası bir yükümlülük gereğince doğduğu için tarafların kusur durumuna ilişkin tespit ve araştırma yapılmaz.

Boşanma davası açılabilmesi için Türk Medeni Kanunu’nda sınırlı sayıda düzenlenen boşanma sebeplerinden en az birinin mevcudiyeti aranır. İştirak nafakası, söz konusu sebeplerden en az birine dayanılarak açılan boşanma davasıyla birlikte talep edilebileceği gibi boşanmadan sonra da talep edilebilir. Fakat, iştirak nafakasının boşanmadan sonra talep edilebilmesi için ortak çocuğun ergin olmaması şartı aranır. Kural gereği, ortak çocuk ergin olana kadar devam eden iştirak nafakası, çocuğun eğitim yaşamı süresince de devam edebilir.

İştirak nafakası, boşanma davasıyla beraber talep edilmediği takdirde, boşanma kararının kesinleşmesiyle iştirak nafakası da işlemeye başlar. Boşanma davasından sonra harici bir dava açmak suretiyle talep edilecek iştirak nafakası, dava tarihinden itibaren işlemeye başlar. Dava sürecinde ise ortak çocuk için tedbiren nafaka ödenmesine karar verilebilir.

Müşterek çocuk adına iştirak nafakası talepli davanın kim tarafından açılacağı merak konusudur. İştirak nafakası davası açma hakkı, çocuğa bakan anne veya babanındır. Çocuğun ayırt etme gücüne sahip olmaması ve koşulların mecbur kılması halinde kayyım veya vasi tarafından da iştirak nafakası talebi mümkündür. Fakat çocuk, ayırt etme gücüne sahipse iştirak nafakası hakkını çocuk da kullanabilir.

İştirak Nafakası Nasıl Hesaplanır?

İştirak nafakası, velayet hakkını elinde bulundurmayan tarafın müşterek çocuğa karşı yükümlülüklerini ifa etmesini sağlayan zorunlu kalemlerdendir. İştirak nafakası hesaplanırken bir dizi ölçütler göz önüne alınır. İştirak nafakası hesabında yararlanılan ölçütler şu şekilde ifade edilebilir:

  • Çocuğun gereksinimleri,
  • Yiyecek ve giyecek giderleri,
  • Barınma ve sağlık giderleri,
  • Eğitim ve dinlenme giderleri,
  • Harçlık ve ulaşım giderleri,
  • Tarafların mali ve sosyal durumu,
  • Çocuğun gelirleri,
  • Hakimin takdir yetkisi.

Nafaka ödemekle yükümlü tarafın malvarlığını tespit etmek için banka ve mal müdürlüklerine, tapu sicil müdürlüğü ve ilgili kuruluşlara yazı yazılması son derece önemlidir. Nafaka yükümlüsü eşin ekonomik gücü mevcut değilse, kişinin mali gücünü ortadan kaldıran neden eğer yükümlünün kendi kusurundan kaynaklanmıyorsa nafaka yükümlülüğü son bulacaktır.

İştirak nafakası miktarının belirlenmesinde kullanılan ölçütlere dair bilgiler tespit edilerek ve değerlendirilmeye tabi tutularak hakim tarafından belirlenir. Hakim, iştirak nafakası miktarını tespit ederken serbestçe ve hakkaniyete uygun davranır. Taraflar, mutabık kalacakları bir anlaşma ile iştirak nafakası miktarının, nafaka artırım oranının ve nafakanın ödeneceği para cinsinin belirlenmesini sağlayabilir. Fakat taraflarca yapılacak anlaşmanın geçerli olması adına yine hakim tarafından uygun bulunması gerekir.

Nafaka Miktarının Artırılması ve Azaltılması

Türk Medeni Kanunu md.331 hükmü gereğince tarafların yaşamında ciddi durum değişikliği yaşanması ile nafakanın artırılması, azaltılması ya da tamamıyla kaldırılması talebi mümkündür. İştirak nafakasında değişiklik olması veya nafakanın kaldırılması için taraflardan birinin talebi gerekir. Zira hakim, nafakanın değiştirilmesine ya da kaldırılmasına dair resen karar veremez. Taraflar, nafaka değişikliğin talepli davayı, gerekli şartların mevcudiyeti halinde istedikleri zaman açabilir. Zira kanun koyucu, nafaka miktarının değiştirilmesi talepli davalar için zaman öngörmemiştir.

İştirak Nafakasının Ödenme Şekli ve Zamanı

İştirak nafakasının ne zaman ödenmesi gerektiğini hükme bağlayan Türk Medeni Kanunu, her ay peşin ödenmesi gerektiğini ifade etmektedir. Söz konusu hüküm gereğince nafakanın irat şeklinde ve sadece para ile ödenmesi gerektiği açıktır. Taraflar, nafakanın ödeneceği para cinsinde bir anlaşma yapmadılar ise nafaka Türk Lirası cinsinden ödenir.

İştirak nafakası miktarına ilişkin önemli hususları ifade ettikten sonra nafakanın ne zaman ödeneceği de ifade edilmelidir. İştirak nafakasının ne zaman ödeneceği, taraflarca aksi yönde bir anlaşma mevcut değilse hakim tarafından resen belirlenir. Hakim, nafakanın ne zaman ödeneceğini belirlerken nafaka yükümlüsünün ne zaman gelir kazandığını ve söz konusu çocuğun ihtiyaç ve giderlerinin ne zaman arttığını değerlendirerek karara bağlar.

İştirak Nafakası Ne Zaman Sona Erer?

İştirak nafakası, belirli hallerde sona erer. Bu hallerden ilki, müşterek çocuğun ergin olmasıdır. İştirak nafakası, müşterek çocuğun ergin olmasıyla beraber son bulur. Çocuğun ergin olması ise; evlenmesi, 18 yaşını doldurması ya da mahkeme tarafından ergin kılınması ile gerçekleşir. İştirak nafakasının kendiliğinden sona ermesi sebebiyle nafaka yükümlüsünün mahkemeden iştirak nafakasının sona erdiğine ilişkin karar almasına lüzum yoktur.

İştirak nafakasının çocuğun ergin olmasıyla birlikte kendiliğinden sona ermesine bir istisna getirilmiştir. Çocuk, eğitim hayatına devam eder ve eğitimi nedeniyle çalışması ve gelir kazanması mümkün değilse, eğitim süresi zarfında iştirak nafakası ödenmeye devam edilir. İştirak nafakasının sona erme hallerinden bir diğeri de çocuğun ya da nafaka yükümlüsünün ölmesidir. Bu tür bir durumda nafaka kendiliğinden sona erer.

İştirak nafakası, velayet hakkını elinde bulundurmayan tarafın ortak çocuk üzerindeki yükümlülüklerini yerine getirmesinin son derece belirgin bir neticesi olduğu için çocuğa ilişkin velayet hakkının nafaka yükümlüsü tarafa geçmesi durumunda nafaka yükümlülüğü, velayet değişikliği talepli davanın açıldığı tarihten itibaren sona erer.

İştirak nafakasının sona ermesine neden olabilen hallerden bir diğeri ise ergin olmayan çocuğun çalışmak suretiyle yaşamını idame ettirebilmesi için gerekli geliri kazanmasıdır. Bu tür bir durumda, nafaka ödemekle yükümlü taraf, mahkemeye müracaat ederek sö konusu nafakanın sona ermesi talebini ileri sürebilir. Bu talebi değerlendiren hakim, hakkaniyet ilkesi çerçevesinde kararı verir ve nafakanın kaldırılması kararını verdiği takdirde kararın kesinleşmesiyle birlikte nafaka sona erer.

Nafaka alacaklısı çocuğun ergin olmasından önce taraflar yeniden evlendiği takdirde iştirak nafakası yine sona erer. Tarafların fiilen birlikte yaşaması nafakanın sona ermesine gerekçe teşkil etmez. Taraflar, muhakkak resmi evlilik yapmalıdır. İştirak nafakasının son bulmasına neden olan bir diğer durumsa; yoksulluğa düşen yükümlünün, ekonomik durumundaki menfi durum kendi kusuru nedeniyle gerçekleşmediyse nafaka sona erer. Nafaka, mahkeme kararının kesinleştiği an itibariyle sona ermiş kabul edilir.

İştirak nafakasının sona ermesine neden olan son durum ise tarafların anlaşmasıdır. Velayet hakkını elinde bulunduran tarafın nafaka alacağından vazgeçmesi, muaaccel fakat ödenmemiş nafaka borçlarını kapsar. Bu itibarla yükümlü, doğmuş nafaka tutarını ödemekten kurtulabilir. Fakat nafaka yükümlülüğünden kurtulmuş sayılmaz.

Taraflar, mutabık kalarak bir anlaşma yapabilir ve nafakadan vazgeçebilir. Ancak, tarafların nafakadan vazgeçmesini konu alan anlaşmanın geçerli olabilmesi adına hakim onayı gereklidir. Öte yandan, velayet hakkını elinde bulunduran tarafın nafaka alacağından vazgeçmesi, kişinin iştirak nafakasını bir daha isteyemeyeceği manasına gelmez. Mali durumu kötüye giden ve bu nedenle yükümlülüklerine yerine getirmekte acze düşen tarafın yeniden nafaka talep etmesi mümkündür.

İştirak Nafakası Ödenmezse Ne Olur?

Uygulamada sıkça karşılaşılan problemlerden birisi de iştirak nafakasının ödenmemesidir. Nafaka ödemekle yükümlü kılınan kişi, nafaka tutarını ödemez ise velayet hakkını elinde bulunduran eş, şikayet etmek suretiyle nafaka ödemekle yükümlü tarafın 3 aya kadar tazyik hapsine tabi tutulmasına neden olabilir. Nafaka yükümlüsü, 3 aya kadar hükmedilebilen tazyik hapsi süresince nafaka borcunu ödediği takdirde tahliye edilir. Tazyik hapsi kararı söz konusu olduğunda yükümlü, tebliğ ve tefhimi takiben 7 gün içinde tazyik hapsi kararına itiraz etme hakkını haizdir.