Tasarrufun İptali Davası (İ.İ.K 277)

Tasarrufun iptali davası borçlunun, alacaklısından mal kaçırmak amacıyla yapmış olduğu tasarrufun iptali amacıyla açılan davalardır. Kural olarak iptal davasına beş yıl içerisinde tasarrufta bulunulan haklar konu olabilir. Tasarrufun iptali davasının yasal dayanağını ise İcra ve İflas Kanunumuzun 277 ve devamı maddeleri oluşturur. Dava borçlu ve dava konusu malı devralmış olan kişilere karşı açılır. Bu durumda tasarrufun iptali davasında iyi niyetli 3. Kişi hakları gündeme gelir. 

Tasarrufun iptali davasının nasıl açılacağı, zamanaşımı süreleri, görevli ve yetkili mahkemeler hakkında detaylı bilgiler vermeden önce dava şartları hakkında kısa bilgi verelim. 

Tasarrufun İptali ve Muavazaa Davası Arasındaki Farklar

Benzer hukuki sonuçları olan diğer muvazaa davaları ile tasarrufun iptali davalarının uygulamada sıklıkla birbirine karıştırılan davalar olduğunu görmekteyiz. Her iki dava arasındaki farkları bilmemiz konumuzu daha anlaşılabilir kılacaktır. 

  • Her iki davanın hukuki dayanakları farklıdır. (Muavazaa davalarının hukuki dayanağını Türk Borçlar Kanunu 19 – 20 maddeleri oluşturur. Tasarrufun iptali davasının yasal dayanağını ise İcra ve İflas Kanununun 277 – 284 maddeleri oluşturur.
  • Tasarrufun iptali davası sadece alacaklı tarafından açılabilirken muavazaa davaları tasarruftan etkilenen herkes tarafından açılabilir. 
  • Diğer bir önemli farkı ise davanın sonuçlarında görülür. İptal davalarında tasarrufa konu işlem tamamen geçersiz olarak sonuç doğurmaz. 3. Kişi mülkiyet sahibi olmaya devam ederken alacaklının haciz ve satış isteme hakkı doğabilir. Muvazaa davalarında ise davacı lehine başından itibaren işlem yok hükmündedir. 
  • Tasarrufun iptali söz konusu olduğunda aciz belgesi zorunlu iken, muvazaa davalarında böyle bir zorunluluk yoktur. 

Tasarrufun İptali Davası Şartları

  • Tasarrufun iptali davalarında uyuşmazlığın asıl konusunu borç ilişkisi doğurur. Bu nedenle davacı ile davalı arasında birçok ilişiksi bulunması gerekir. Dava borçlu ile birlikte ayrıca 3. Kişiye de açılacağından 3. Kişinin de haklarını korumak adına bu borç ilişkisinin hukuki bir dayanağının bulunması zorunludur. 
  • Tasarrufun iptali davası şartları arasında yer alan diğer bir önemli husus aciz vesikasının bulunması gerektiğidir İptal davalarına konu olan alacak nedeniyle daha önce başlatılmış bir icra takibi bulunması halinde bu takip nedeniyle öncelikle aciz vesikası alınması gerekir. Aciz vesikasının bulunması bir dava şartı değildir. Davanın açılmasından sonra ve dava sürecinde de bu belge ibraz edilebilir. Aciz vesikası talep edilmesindeki genel amaç ise tasarrufun iptali davasına konu olan taşınır ve taşınmaz haricinde borçlunun elinde herhangi bir mal varlığının bulunmadığının tespit edilmesidir. 
  • Diğer bir önemli koşul icra takibinin kesinleşmiş olması gerektiğidir. Herhangi bir itiraz sonucu durdurulmuş icra takibine dayanılarak tasarrufun iptali davası açılamaz. 
  • İptal davasına konu olan tasarrufun borcun doğmasından sonra yapılmış olması gerektiği de davanın önemli ve son şartıdır. 

Tasarrufun İptali Davası Emsal Karar (Dava Şartları)

Her ne kadar mahkemece, dairemiz kararına yanlış anlam verilerek dava şartı yokluğundan dava usulden reddedilmiş ise de, varılan sonuç usul ve yasaya uygun değildir. Şöyle ki öncelikle, davacı vekiline davanın aydınlatılması kapsamında tasarrufun iptali taleplerinin hangi nedene dayalı olduğu açıklattırılmalıdır. 

Yani, İİK’nın 277.vd maddelerine mi dayalı yoksa TBK 19.maddesine mi dayalı ve yahut da terditli biçimde mi tasarrufun iptali istemleri olduğu hususu açıklığa kavuşturulmalıdır. Yapılacak açıklamaya göre dava şartları irdelenerek ve mevcudiyetleri halinde işin esasına girilmesi gerekir. Ayrıca, yukarıda da izah edildiği üzere kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması, İİK’nın 277.vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında gerçek bir alacağın bulunmasının yanında ayrı bir dava şartı olarak karşımıza çıkarken, BK 19’a göre açılan davalarda bir icra takibinin bulunması ve kesinleşmesi zorunlu olmayıp (tasarrufun alacağın doğumundan sonra yapılması yanında) sadece gerçek bir alacağın bulunması koşulu aranmaktadır. 

Ancak bazen gerçek bir alacağın varlığı bir icra takibinin kesinleşmesiyle ortaya çıkacak olabilir. Bu durumlarda, BK 19’a göre açılan davalarda da alacağın varlığını tespit açısından icra takibinin kesinleşmesini beklemek gerekir. Yine de her iki halde de; icra dosyasının dava açıldığı sırada kesinleşmemiş olması davanın usulden reddini gerektirmez. Anılan, şart HMK’nın 115/2.maddesi uyarınca tamamlanabilir nitelikte dava şartıdır.

Tasarrufun İptali Davalarında İcra Takibinin Kesinleşme Zorunluluğu

Her ne kadar mahkemece, dairemiz kararına yanlış anlam verilerek dava şartı yokluğundan dava usulden reddedilmiş ise de, varılan sonuç usul ve yasaya uygun değildir. Şöyle ki öncelikle, davacı vekiline davanın aydınlatılması kapsamında tasarrufun iptali taleplerinin hangi nedene dayalı olduğu açıklattırılmalıdır. Yani, İİK’nın 277.vd maddelerine mi dayalı yoksa TBK 19.maddesine mi dayalı ve yahut da terditli biçimde mi tasarrufun iptali istemleri olduğu hususu açıklığa kavuşturulmalıdır. 

Yapılacak açıklamaya göre dava şartları irdelenerek ve mevcudiyetleri halinde işin esasına girilmesi gerekir. Ayrıca, yukarıda da izah edildiği üzere kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması, İİK’nın 277.vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında gerçek bir alacağın bulunmasının yanında ayrı bir dava şartı olarak karşımıza çıkarken, BK 19’a göre açılan davalarda bir icra takibinin bulunması ve kesinleşmesi zorunlu olmayıp (tasarrufun alacağın doğumundan sonra yapılması yanında) sadece gerçek bir alacağın bulunması koşulu aranmaktadır. 

Ancak bazen gerçek bir alacağın varlığı bir icra takibinin kesinleşmesiyle ortaya çıkacak olabilir. Bu durumlarda, BK 19’a göre açılan davalarda da alacağın varlığını tespit açısından icra takibinin kesinleşmesini beklemek gerekir. Yine de her iki halde de; icra dosyasının dava açıldığı sırada kesinleşmemiş olması davanın usulden reddini gerektirmez. Anılan, şart HMK’nın 115/2.maddesi uyarınca tamamlanabilir nitelikte dava şartıdır.

Tasarrufun İptali Davasında Aciz Vesikası Tamamlanabilir Dava Şartıdır

İİK’nın 277 ve izleyen maddelerine dayalı iptal davasını elinde muvakkat yahut kati aciz vesikası bulunan alacaklılar açabilir. (İİK m. 277/1-2) “Aciz vesikası” tasarrufun iptali davasının görülebilme şartlarının başında gelir. Borçlunun haczi kabil ya da alacağı karşılayacak ölçüde mal varlığı bulunmadığını saptayan haciz tutanakları da diğer koşullar varsa muvakkat aciz vesikası hükmündedir. (İİK m. 105) Alacağa esas icra dosyası için alınmış geçici ya da kati aciz vesikası bulunmamaktadır. 

“Aciz vesikası” tamamlanabilir dava şartlarındandır. Aciz koşulunun bulunmaması halinde, geçici ya da kati aciz vesikası başvurusu ve ibrazı için alacaklıya işin niteliğine uygun makul bir süre verilmesi, aciz vesikası koşulunun giderilmesi halinde işin özünün incelenmesi, giderilmemesi halinde dava koşulu yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekir. 

Mahkemece, davacı tarafa aciz koşulunun tamamlaması için az evvel izah edildiği şekilde makul süre tanındığı ancak alacaklı tarafından İİK’nun 143’üncü maddesine göre düzenlenmiş kati aciz belgesi yahut, İİK’nın 105/1’inci maddesi uyarınca muvakkat aciz vesikası niteliğinde borçlunun meskeninde icra kılınmış semeresiz haciz tutanağı veya aynı maddenin (2) numaralı bendinde belirtildiği üzere borca yeter mal varlığı bulunmadığı kayıt altına alınmış geçici aciz vesikası niteliğinde haciz tutanağı, dosyaya ibraz edilmiş değildir. 

Bu itibarla, mahkemece yazılı şekilde aciz koşuluna ilişkin dava şartı mevcut olmadığı gerekçe gösterilerek davanın usulden reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. İstinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekir.

Tasarrufun İptali Davası Kimlere Karşı Açılır?

İcra ve İflas Kanunu 282. Maddesinde yer alan hükme göre icra takiplerine konu olan tasarrufların iptali davaları borçlu ve muamelede bulunan 3. Kişi aleyhine açılır. İptal davasına konu olan taşınır veya taşınmaz devir alan 3. Kişi vefat etmiş olması halinde dava yasal mirasçılarına karşı açılır. 

Tasarrufun İptali Davası Zamanaşımı Süresi

Niteliği itibariyle tasarrufun iptali davası zamanaşımı süresi bir çeşit hak düşürücü süre niteliğindedir. Bu duruda zamanaşımı süresi alacaklısına zarar verme kastı ile hareket edildiğinin tespit edilmesinden sonra 5 yıl içerisinde iptal davasının açılması gerekir. 

Hangi Durumlarda Tasarrufun İptali Davası Açılabilir?

Genel olarak tasarrufun iptaline konu olabilecek işlemler, borçlu tarafından alacaklısına zarar verme amacıyla yapılan tüm tasarruflardır. İcra ve İflas Kanunu 277 maddesine konu olabilecek tasarruflar ise yine aynı kanunun 278, 278 ve 280. Maddelerinde ayrı ayrı düzenlenmiştir. 

1-    İvazsız Tasarrufların Butlanı

Tasarrufun iptali davalarına sıkça konu olan durum ivazsız tasarruflardır. İcra ve İflas Kanunun 278 maddesinde belirtilen ve “bağışlama” şeklinde gerçekleşen tasarruflar İ.İ.K md 277’nin konusunu oluşturabilecektir. 

2-    Acizden Dolayı Butlan

Borçlu hakkında düzenlenmiş bir aciz vesikası bulunmasına rağmen borçlu ile tasarruf işlemini gerçekleştiren ve borçlunun aczi konusunda herhangi bir bilgisinin bulunmadığını kanıtlayamayan 3. Kişi ile yapılan tasarruflar (İ.İ.K md 279)

3-    Zarar Verme Kastı Nedeniyle Tasarrufun İptali Davası

Tasarrufun iptali davalarına konu olabilecek son durum ise İ.İ.K md 280’de düzenlenmiştir. Buna göre; Malvarlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklısına zarar verme / mal kaçırma amacıyla yapmış olduğu tasarruflar iptal davasına konu olabilir. 

Tasarrufun İptali Davası İyi Niyetli 3. Kişi Lehine Yargıtay Kararları

Mahkemece davacı ve davalının farklı alanlarda iş faaliyetinde bulundukları, davalı borçlu …’ın davalı …’in işletmesini satın almadığı, taşınmaz mülkiyetini satın aldığı, taşınmazda işletmeyle ilgili tescilli herhangi bir makina veya taşınır bulunmadığı, iş yeri devri söz konusu olmadığından ilan yapılmasının gerekmediği, davacı ve davalılar arasında akrabalık bağının bulunmadığı, davalı …’in taşınmazın gerçek bedelini ödeyerek satın aldığı, davalı …’in davalı …’ın, borçlarını ve alacaklılarını ızrar kastını bildiği hususu subut bulmadığı ve diğer iptal sebeplerinin dosyada bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.

Dosya içindeki bilgi ve beyanlardan dava konusu gayrimenkulün … ilçesinde yer aldığı, dosyada dinlenen tanık beyanlarına göre davalıların aynı sırada işyeri-komşuluk ilişkisi bulunduğu, davalı borçlunun meyhane, davalı 3. kişi …’ın ise fırın işletmekte olduğu, her ne kadar aynı iş kolunda çalışmasalar da; davalıların aynı sırada işyerleri bulunmasına göre İİK 280/1’e göre, davalı …’in davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğunun anlaşılmasına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Tasarrufun İptali Davasının Sonuçları

Tasarrufun iptali davası sonunda davanın kabul edilmesi ve alacaklı lehine sonuçlanması halinde genel hatları ile aşağıdaki hukuki sonuçlar doğar.

  • Alacaklı haciz ve satış isteyebilir. 
  • Tasarruf 3. Kişiye karşı hükümsüz hale gelir.
  • Tasarrufun hiç yapılmamış gibi işlem yapılır.
  • Kötü niyetli 3. Kişi aleyhine tazminat sorumluluğu doğabilir.
  • Üçüncü kişinin iade borcu doğabilir. 

Sık Sorulan Sorular

Tasarrufun İptali Davası Nasıl Reddedilir?

Tasarrufun iptali davası; Borçlunun mal kaçırma kastının bulunmadığı veya tasarrufun alacağı karşılayacak nitelikle olmadığı durumlarda reddedilebilir. Ayrıca yukarıda belirtmiş olduğumuz tasarrufun iptali davası zamanaşımı süresi içerisinde açılmamış olması da sıklıkla karşılaşılan bir ret sebebidir. 

Tasarrufun İptali Davasında 3. Kişi Kimdir?

3. kişi genellikle kötü niyetli olarak borçludan zamanaşımı süreleri içerisinde dava konusu taşınır veya taşınmaz malı devir alan kişidir. 3. Kişi ile birlikte ayrıca borçlu da bu davalarda davalı sıfatı ile yer alır. 

Tasarrufun İptali Davası Kaç Yıl İçinde Açılabilir?

Tasarruf işleminin gerçekleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde bu davaların açılması gerekir. Esasen bu süreler zamanaşımı süresi niteliğinde olmayıp bir çeşit hak düşürücü süredir. Bu sürelerin geçirilmesinden sonra açılacak olan davaların reddedilmesi kuvvetle muhtemeldir. 

Hangi Durumlar Mal Kaçırmaya Girer?

Borçlunun alacaklısını zarara uğratmak gayesiyle yapmış olduğu tüm tasarruflar mal kaçırma olarak nitelendirilebilir. Örnek vermek gerekirse; malın değerinin piyasanın çok alında olması, eş, dost veya yakın akrabalara devir işleminin yapılması, gerçekte olmayan bir satışın veya bağışın satış işlemi gibi gösterilmesi mal kaçırmalara örnek olarak gösterilebilir. 

Tasarrufun iptalinde İspat Yükü Kimdedir?

Kural olarak tasarrufun iptali davasında ispat yükü davacıya yani alacaklıya aittir. Borçlunun alacaklısını zarara uğratmak amacıyla yapmış olduğu tasarrufların davacı tarafından ispatı gerekir. Mal kaçırma durumlarında ise bazı durumlarda yukarıda belirtmiş olduğumuz örneklerin varlığı halinde ispat yükü 3. Kişiye ait olabilmektedir.

Yanıt Bırak