Umut Hakkı Nedir? Kimler Yararlanabilir?

Umut hakkı, müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası şeklinde hüküm kurulmuş kişilerin serbest bırakılma ihtimalini ifade eder. 1982 tarihli Anayasamız, Türk Ceza Kanunu veya Ceza Muhakemeleri kanunumuzda doğrudan “umut hakkı” şekilde yasal bir düzenleme yoktur. Daha çok kıyas yolu ile ve ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde yer alan hükümler dikkat alınmaktadır. Umut hakkı nedir? Konusunda bilgi verirken daha çok AİHS’nin ilgili hükümleri göz önüne alınmalıdır. 

AİHS Çerçevesinde Umut Hakkı Nedir?

Nasıl ki iç hukukumuzda doğrudan umut hakkını tanımlayan bir yasal düzenleme olmadığı gibi AİHS’de de bu yönde doğrudan bir düzenleme yoktur. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu konuda vermiş olduğu kararlarında genellikle sözleşmenin 3. Maddesine atıfta bulunmaktadır. 

            “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi md. 3; Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı yada aşağılayıcı muameleye veya cezaya tabi tutulamaz.”

Sözleşmenin 3. Maddesinden de anlaşılacağı gibi mevcut düzenleme; Ağırlaştırılmış müebbet ya da müebbet hapis cezalarına mahkum olan hükümlülere umut hakkı tanınması gerektiği şeklinde değildir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezaların daha çok sözleşmede yer alan “insanlık dışı yada aşağılayıcı muamele veya ceza” olarak kabul etmektedir. 

Umut Hakkı Kimler İçin Uygulanabilir?

Yukarıda yapmış olduğumuz açıklamalar umut hakkının herkes için uygulanabileceği sonucunu doğurmaz. Süreli hapis cezalarında denetimli serbestlik ve koşullu salıverme uygulamaları var ise; müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları içinde benzer bir denetim mekanizmasının oluşturulmasının mümkün olup olmadığıdır. İşte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu yönde vermiş olduğu kararlarında doğrudan kişiye umut hakkıtanınmasının dışında hükümlünün ıslah olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılması gerektiğini vurgulamıştır. 

Hükümlünün özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının infazı sırasında farklı birçok özgürlükleri kısıtlanmaktadır. Bu özgürlükleri elinde olmayan kişinin ıslah olup olmadığının tespit edilmesi olanak dışı olmasa da oldukça zordur. Buna karşın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ülkelerin iç hukuklarında bu denetime imkan veren bir mekanizmanın oluşturulması gerektiğini belirtmek istemektedir. Bu da doğrudan her müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası mahkumlarının bu haktan yararlanabileceği sonucunu doğurmaz. 

Süreli hapis cezaları, müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının temel amacının failin ıslah olması olduğundan kuşku yoktur. Süreli hapis cezalarında kişi hakkında cezanın infazından sonraki yaşamını düşünerek ıslah olma yolunda önemli adımlar atabilecektir. Ancak özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında hükümlünün tahliye umudunun bulunmaması cezaların amacı ile bağdaşmamaktadır. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında bu hakkın hükümlünün elinden alınmasının “insanlık dışı ve onur kırıcı” olduğunu savunmaktadır. Esasen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu tür hapis cezalarında belirli bir süre hapis cezasının infazından sonra hükümlünün tahliye olmaları ve serbest bırakılması gerektiğini savunmamakla beraber hükümlünün ömrünün geri kalan kısmını cezaevinde geçireceği düşüncesi altında cezanın infaz edilmemesi gerektiğini savunmaktadır. Diğer bir ifade ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası mahkumlarına da umut hakkı tanınması gerektiğini savunmaktadır. 

Umut Hakkı Konusunda AİHM Kararları

Daha önce umut hakkı kavramının yasal dayanağının iç hukuk kuralları haricinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olduğunu belirtmiştik. Bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin benzer kararları vardır. 

Vinter ve Diğerleri (Birleşik Krallık – 2013)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2013 yılında vermiş oldu kararda özetle; Müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları fark etmeksizin herhangi bir koşullu salıverilme imkanı tanınmayan mahkumiyet kararlarını insanlık ve onur dışı muamele olarak kabul etmiştir. Diğer bir ifade ile özgürlüğüne kavuşma ihtimali altında cezanın infazı gerçekleşmesi gerektiğini vurgulamıştır. 

Hutchinson ve Diğerleri (Birleşik Krallık)

AİHM vermiş olduğu başka bir kararında ise yine 30 – 40 yıl gibi uzun bir denetim süresinin sözleşmesinin 3. Maddesine aykırılık teşkil edeceğine vurguda bulunmuştur. 

Umut Hakkı Konusunda Türkiye Aleyhine Kararlar

Benzer hukuki sonuçları doğuracak kararlar yine Türkiye aleyhine de AİHM kararlarına konu olmuştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Öcalan, Kayten, Gurban ve Boltan lehine vermiş olduğu kararlarında yine; Tahliye umudu olmadan gerçekleşecek bir ceza infazını AİHS’nin 3. Maddesine aykırı olduğunu belirtmiştir. AİHM ayrıca kararlarında Cumhurbaşkanının özel af yetkisinin umut hakkı kapsamında değerlendirilmesinde mümkün olmadığına da karar vermiştir.

Umut Hakkı Konusunda AİHM’nin Kriterleri

Umut hakkı konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu kararların birleşmiş olduğu ortak nokta; Sonucu belirsiz bir ceza infazının kişide yaratacağı umutsuzluğun sözleşmesinin 3. Maddesine aykırılık teşkil edeceği yönündedir. 

AİHM Kararları Işığında Umut Hakkı Süresi

AİHM’si bu konuda vermiş olduğu kararlarında sadece ömür boyu devam edecek hapis cezalarında hükümlüye umut hakkı tanınması gerektiği yönünde değildir. Bunun dışında AİHM vermiş olduğu kararlarında belirli bir sürede ceza infazı sonrasında cezasının gözden geçirilmesini kabul etmiştir. Bu süre genellikle 25 yıldır. 

Mahkeme vermiş olduğu ve yukarıda özetlemiş olduğumuz kararlarında daha çok 25 yıl sonra cezanın gözden geçirilmesine imkan tanınması gerektiğini belirtmiştir. 

Umut Hakkının Yasal Dayanağı

Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gerek iç hukukumuzda gerekse AİHS’de doğrudan umut hakkı yönünde yasal bir düzenleme yoktur. Birçok ülkenin iç hukuk sistemlerinde de bu konuda yasal bir düzenleme yoktur. Bu nedenle bu hakkın tek ve önemli yasal dayanağı AİHS’nin 3. Maddesi olduğunu söyleyebiliriz. Asıl sorun AİHS’nin 3. Maddesinin uygulanabilirliğindedir. Yani ömür boyu hapis cezasının kişinin umut hakkını tamamen elinden alıp almadığıdır. Gerçekten de kişinin ceza infazı sırasında bu hakkının elinden alınması ceza infazını anlamsız kılacaktır. 

Umut Hakkı Kimlere Verilir?

Umut hakkının kimlere verileceği konusunda tek tek bir sıralama yapılmamıştır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi uzun süreli bazı durumlarda hükümlünün ömür boyu ceza infaz kurumunda kalacağı sürelerdeki hapis cezalarında belirli bir süreden sonra (AİHM’nin kriterlerine göre 25 yıl) hükümlünün ıslah olup olmadığı yani iyi halli olup olmadığının gözden geçirilmesidir. 

Bu durumda umut hakkının müebbet, ağırlaştırılmış müebbet veya süreli hapis cezalarında toplam 25 yılını iyi halli olarak geçirmiş kişiler hakkında verilmesinin mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Ancak her durumda en önemli kriter kişinin iyi halli olmasıdır. Yani hükümlünün 25 yılını cezaevinde geçirmiş olması bu konuda yeterli değildir. 

Türkiye’de Umut Hakkı Var Mı?

Doğrudan bu konuda bir düzenleme yok ise de; 5275 sayılı “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun” ile koşullu salıverme ve denetimli serbestlik uygulamalarını ile kısmen de olsa bu yönde bir düzenleme olduğunu söyleyebiliriz. 

5275 sayılı kanunun 107. Maddesinde yer alan düzenlemelere göre; 

  1. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilenler cezalarının 30 yılını, birden fazla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında ise 40 yılını
  2. Müebbet hapis cezasına mahkum edilenlerin ise 24 yılını, birden fazla müebbet hapis cezası durumunda ise 34 yılını cezaevlerinde geçirmeleri halinde koşulluk salıverilmeden yararlanabileceklerdir. 

Görüldüğü gibi iç hukukumuzda yer alan mevcut düzenlemeler ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezalarına mahkum edilmiş hükümlülerin cezalarının tamamını ceza infaz kurumlarında geçirecekleri şeklinde değildir. Gerek bu şekildeki ömür boyu hapis cezalarında gerekse diğer süreli hapis cezalarında yasada belirtilen süreler dahilinde kişiye cezaevinden tahliye umudu tanınmıştır. Diğer durumlarda olduğu gibi bu şekildeki hapis cezalarında da hükümlünün iyi halli olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Yukarıda belirtmiş olduğumuz süreler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konuda benimsemiş olduğu sürelerden (25 yıl) çok daha fazladır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin benimsemiş olduğu bu süreler göz önüne alınarak yapılacak bir değişiklik sonrasında kısmen de olsa ülkemizde de umut hakkı konusunda bir düzenleme yer alacağını söyleyebiliriz. Ancak şu anda yürürlükte bulunan mevcut düzenlemeler AİHM’nin kriterlerini karşılamamaktadır. 

Mahkumlar İçin Umut Hakkı Neden Önemlidir?

Hükümlünün cezasının infazı süresinde da insan onurunun korunması ve geleceğine dair bir umudunun olması gerekmektedir. Aksi şekilde gerçekleşecek bir ceza infazı hükümlüde umutsuzluk başta olmak üzere psikolojik bir çöküntü yaratacaktır. Topluma yeniden kazandırılmasının imkanı olmayan bir ceza infazı da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olarak görülmüştür. Hükümlünün bu umut ile cezasını infaz etmesi ıslah olması açısından en önemli kriterler arasında yer alır. 

Umut Hakkının İhlali Ne Anlama Gelir?

Umut hakkı konusunda yukarıda vermiş olduğumuz bilgileri özetlemek gerekirse; Bu hakkın ihlali ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile müebbet hapis cezası ile cezalandırılan bir kişinin, bu cezasının infazı boyunca gözden geçirilmeden cezaevinde tutulmasının ihlalidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu şekilde gerçekleşecek olan bir ceza infazını insanlık dışı ve aşağılayıcı bir muamele olduğunu kabul etmiştir.